Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İş akdi fesihlerinde çıkış kodları ne anlama geliyor?

İşverenler yada işveren temsilcilerinden sıkça aldığım sorulardan biri de SGK işten çıkış kodları ve uygulamaları hakkındadır. Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanununda her duruma uygun bir işten çıkış kodu bulunmaktadır. Bu yazımda işten çıkış kodlarının hangi durumlarda ve hangi kodlarla çıkışların yapılmasının uygun olacağıdır. İşçinin işten çıkış sürecini doğru olarak yönetmek, daha sonra karşılaşılacak sancılı ve sıkıntılı süreçlerin önüne geçmede etkendir. Dolayısı ile işten çıkaracağınız işçiyi kaşının üstünde gözün var gibi tabiri caizse sudan sebeplerle işten çıkarmak doğru ve kanuni bir uygulama değildir. 26.12.2015 tarihinde Egiteam Akademi de 1 günlük İş Akdi Fesih süreçlerinin Yönetimi eğitiminde bu süreçleri anlatarak doğru bilinen yanlışların önüne geçiyoruz. www.egiteam.org internet sitesinden de eğitimini içeriğine ulaşabilirsiniz. SGK işten çıkış kodlarında 35 tane çıkış kodu vardır. Bu çıkış kodları işçinin çıkış sebebine göre doğru seçilmediğinde önceki y...

SGK İşten Çıkış Kodları ve Kıdem Tazminatı – İhbar Süreleri / Tazminatı – İşsizlik Ödeneği / Maaşı

İşverenler, işten çıkış işlemlerini gerçekleştirirken SGK İşten Ayrılış Bildirgesi ekranındaki SGK çıkış kodlarından birini seçmek zorundadırlar. SGK İşten Çıkış Kodları ve Kıdem Tazminatı – İhbar Süreleri / Tazminatı – İşsizlik Ödeneği / Maaşı nasıl hak edilir konusunda fikir vermektedir. 4857 sayılı İş Kanunu “sözleşmenin feshinde usul” yükümlülüklerini bildiren madde 19’da aktarıldığı üzere; “Madde 19 – İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.”  İşçinin hangi nedenlerle işten çıkartıldığı kendisine yazılı olarak ve açıklayıcı şekilde bildirildikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’na işten çıkışının tarihi ve nedeni ile birlikte bildirilmesi gerekmektedir. ...

Kanuni yedek akçe ayrılırken geçmiş yıl zararları dikkate alınacak mıdır?

Değerli okurlarımız, bilindiği üzere Yeni TTK ile şirketler 2013 yılından itibaren avans kar payı dağıtabileceklerdir. Ayrıca, 2012 hesap dönemi için kurumlar vergisi beyan dönemi de bugün son buluyor ve kar çıkan şirketler için kar dağıtımı gündeme gelebilecektir. Bu yazımızda, kar dağıtımı yapılmak istenmesi halinde yıllık kardan geçmiş yıl zararları düşülmeden önce mi, yoksa geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra mı kanuni yedek akçe ayrılması gerektiğini ele alacağız. Yeni TTK’nın 519’uncu maddesine göre, yıllık karın %5’i, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçe ayrılır. Eski TTK’nın 466’ncı maddesinde Yeni TTK düzenlemesinden farklı olarak “safi kar” kavramı yerine “yıllık kar” kullanılmıştır. Nitekim, Yeni TTK’nın 519’uncu maddesinin gerekçesinde de, uygulamada yorum güçlükleri doğurduğundan gerek kelimelerin seçiminde, gerek söz diziminde önemli değişiklikler yapılmış, ancak içeriğe temel olan düşünce ve hükümler değiştirilmemiştir denilm...

Limited şirketler kâr payı avansı dağıtabilir mi?

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, limited şirketlerin ortaklarına kâr payı avansı dağıtmasına izin vermektedir. Ancak, şirket ortaklarına kâr payı avansı dağıtılabilmesi için bazı koşulların varlığı ve de birtakım kurallara uyulması zorunludur. Öncelikle, ortaklara kâr payı avansı dağıtılabilmesi için, kâr payı avansı dağıtılacak hesap döneminde hazırlanan üç, altı veya dokuz aylık ara dönem finansal tablolara göre şirketin kâr elde etmiş olması ve genel kurulun kâr payı avansı dağıtılmasına karar vermesi gerekir. Dağıtılacak kâr payı avansı; varsa geçmiş yıllar zararlarının tamamının, vergi, fon ve mali karşılıkların, kanunlara ve sözleşmeye göre ayrılması gereken yedek akçelerin, varsa imtiyazlı pay sahipleri, intifa senedi sahipleri ve kâra katılan diğer kimseler için ayrılacak tutarların, oluşan ara dönem kârından indirilmesi suretiyle hesaplanan tutarın yarısını geçemez. Kâr payı avansı, dağıtım tarihleri itibarıyla ortaklara payları oranında ödenir. İlgili hesap dönemi ön...

Ortaklar için işlevsel bir araç: Kâr payı avansı

Ortaklar için işlevsel bir araç: Kâr payı avansı Bir ticaret şirketi ortağının nihai amacı, ortağı olduğu şirketin elde ettiği kârdan faydalanmaktır. Ortağın, kâr payı elde edebilmesi için hesap döneminin sona ermesi ve akabinde genel kurulun kâr dağıtımına ilişkin karar almasını beklemesi gerekiyor. Kâr payı avansı ise anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ortaklarına, hesap döneminin kapanmasını beklemeksizin, yılın herhangi bir döneminde bazı şartlara bağlı olarak kâr payından faydalanma imkânı sağlıyor. Türk Ticaret Kanunu 2012 yılında yürürlüğe girmeden önce, kâr payı avansı yalnızca halka açık şirketlere tanınan bir imkândı. 2012 yılından bu yana, halka kapalı şirketler de bu imkândan faydalanabiliyor ve belirli şartlar altında ortaklarına kâr payı avansı dağıtabiliyor. Bu dağıtıma ilişkin esaslar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan “Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ”de detaylı olarak yer alıyor. Şirketin kâr p...

Bakanlık Görüşü: Bağımsız Denetime Tabi Bulunmayan Anonim Şirketlerin Genel Kurullarında Denetçi Seçilemeyeceği

Bakanlık Görüşü: Bağımsız Denetime Tabi Bulunmayan Anonim Şirketlerin Genel Kurullarında Denetçi Seçilemeyeceği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı  İç Ticaret Genel Müdürlüğü Sayı:  50035491-433.99-3360 Konu:  Bağımsız denetim dışı şirketler Tarih:  29 Nisan 2013 İSTANBUL TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜNE İlgi:  08.03.2013 tarihli ve 24140 sayılı yazınız. İlgide kayıtlı yazınızda,  6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası  gereğince bağımsız denetçi atama zorunluluğu bulunmadığı halde genel kurul kararı ile denetçi seçen ve bu hususun tescili için başvuran şirketler bulunduğundan bahisle konu hakkında Bakanlık görüşünün istendiği belirtilmektedir. Bilindiği üzere, bağımsız denetime tabi şirketler 6102 sayılı Kanunun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince Bakanlar Kurulunca belirlenmiştir. Bu belirleme kapsamında bulunan şirketlerin genel kurullarınca bağımsız denetçi seçilecek olup, seçilen bu denetçiler d...